Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Ekim 2010 Cuma

"...all lies and jests, still a man hears what he wants to hear and disregards the rest..."

Konuyu bir tarafından anlama meselesi epey meşgul ediyor kafamı bugünlerde. Çok sık yaşadığım bir durumdur. Pek gerizekalı sayılmasam da bu yanlış anlamalar dolayısıyla yalnız kendimin değil başkalarının da zeka seviyemden şüphe ettiği durumlar olmuştur, olmaya da devam etmektedir.

Karşı karşıya olduğumuzda bile konuştuklarımızın kaçta kaçı geçiyor birbirimize... İmalar, ince espriler, geçmişteki bir anıya göndermelerden bahsetmiyorum. İçeriğini düz bir şekilde aktaracak yalın cümlelerle yapılmış konuşmaları kastediyorum. "Sana söylemiştim ya..." cümlesi kabuslarımdandır. Bir nedenle kayıt yapılmamıştır işte. Bu kaydı belirleyen ne? İlgimi yeterince çekmemesi mi yoksa o an söylenenden hazzetmem mi?

Peki ya yüz ifadesinin ve  ses tonun olmadığı bir ortamda, yazıda durum ne? Net ortamındaki yazışmalarda kullanılan yüz ifadeleri şekillerinin de olmadığı yazıdan bahsediyorum. Aklımdakini  ifade etmeye çalışırken daima daha geriden gelen yazma eylemi, anlamların ne kadarını yutuyor acaba? Durup tekrar tekrar okumak ise aklımdakilerin ne kadarını siliyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder