Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

25 Mart 2012 Pazar

SAHNE KORKUSU

Kadının ya da kadın tarafının ortaya çıkması zordur. Hele de bu topraklarda, korkunun hüzne dönüştüğü, sonra tüm hücrelere sızdığı topraklarda baharı yaşamak ve çiçek gibi açılabilmek bir hayli zordur. Tüm korkuları zarif çalımlarla ya da dümdüz dikilerek yüzleseniz bile en son ve en derin engelde takılı kalırsınız, utançta.
Utanç garip bir korku, en azından benim için. Ar damarı çatlamış deyimi kullanırlar eskiler, hani dönüşü olmayan nokta anlamında. Sanki bu noktayı geçersem, kurtuluşu olmayan derin bir kuyuda kalakalacakmışım gibi gelirdi hep. Ne zaman utansam, gözlerimden yaşlar aktı, çaresiz ve öfke dolu yaşlar. Utancımı gizleyemedim hiç. Hoş, hiç bir şeyimi pek gizleyemedim ya :)
Sonra utananları izledim. Çoğunda öfke vardı. Utandıkça saldırganlaşıyorlardı. Ya da uzaklaşıyorlardı, küsüyorlardı. Yani onların canlarını yakanı cezalandırıyorlardı. Genellikle bu iki tür davranış hakimdi, gözlemlediklerimde... Bir de gülerek atlatanlar vardı tabii. Gülmek ve ağlamak yakın aslında, ben ağlayarak atlatıyordum. Nedense gülersem ki, gülmeyi çok severim,  dürüst olmayacakmış gibi gelirdi, çünkü utandığımda canım yanıyordu ve öfkeleniyordum. Öfke bende hep ağlama isteğini körükler. Bağıra çağıra ağlama isteği... Nadiren de olsa karşımdakine öfkemi kusabilsem bile bu beni hiç rahatlatmadı, sonrasında oturup böğüre böğüre ağlama isteği duydum hep.
Canım yandığında mizaha sığınmaktan vazgeçeli çok oldu. Acımıyor ki yapamam, o zaman içimde bir küçük kızın canı yanmaya devam ediyor ve  sürekli öfke gözyaşları döküp duruyor. Tabii hıncını da benden çıkarıyor:)
Utanç içimizdeki en derin kaygının kaynağı sanki... Tüm korkuların ötesinde tüm varoluşumuzu yıkabilecekmiş gibi güçlü bir duygu, adeta bir ordu. Yanında reddedilmeyi, yeterince iyi değilsini, sen kim oluyorsunu da getiriyor beraberinde...
Bahar geldi, aşık olmaya başladım. Aşk en güçlü enerji... Bu enerjiyi kullanmaya karar verdim. Ardı ardına korkuları yaşadım, yaraları deştim de gelip utançta kalakaldım. Utanç hem erkek, hem de kadındı. Ar damarımı çatlattım önce itina ile... Bıraktım aksın içinde ne varsa. Sonra çıktım utancın karşısına, karı koca ne gelirse ağızlarına söylesinler diye... Kırmadılar sağolsunlar, saydırdılar da, saydırdılar. Kendi utançlarını benimkine kattılar. Ordu iyice büyüdü. Yıkıldım, yağmalandım. Tutsak alındım, aşağılandım.
Anladım ki utancımın dibinde gücüm yatıyor. O güç sevgi sadece... Sonsuz bir sevgi. En büyük çaresizliğimizde yatıyor en büyük gücümüz. Umarım tüm sevdiklerimin hepsinin ar damarları çatlar, her şey o damardan akıp gider, geriye sonsuz sevgi , dolayısıyla da sonsuz saygı kalır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder